Festival di Sanremo 2021 İncelemesi

Bu yıl 71. kez düzenlenen Festival di Sanremo’nun finalinin üzerinden birkaç gün geçti. Hem birincisiyle hem diğer sonuçlarıyla ezber bozan bir Sanremo olduğu için yarışmanın detaylı bir incelemesini yapmak istedim. Hepinize iyi okumalar. 🙂

Öncelikle kazanan grup Måneskin‘i yakından tanıyalım. Roma çıkışlı, 2016’dan beri İtalyan müzik piyasasında yer alan,20-22 yaş aralığında 4 üyeden oluşan oldukça genç bir grup. Grup üyeleri Damiano David (vokalist),Victoria De Angelis (bas gitarist), Thomas Raggi (gitarist) ve Ethan Torchio (baterist)’dan oluşuyor. Lisede tanışmışlar ve beraber müzik yapmaya başlamışlar. Grup üyelerinden Victoria aslen Danimarkalı. Grup ismi de Danca’dan geliyor, måneskin Danca’da “ay ışığı” demek. 2017’de X Factor Italia’da ikinci olan grup zamanla özgün tarzıyla öne çıkarak listelerde yükselmeye başladı. Çıkardıkları 2 stüdyo albümünün de oldukça başarılı olmasının ardından, tam da en revaçta oldukları dönemde İtalya’nın en prestijli müzik yarışmasına katılan grup, tarihi ve ezber bozan bir başarıya imza atarak bu senenin kazananı oldu. Ve tabii ki İtalya’yı 2021 Eurovision’da temsil etmeye hak kazandılar. Ben şarkıyı hem Sanremo hem de Eurovision için çok özgün buldum. (İtalya yine bambaşka bir tarzla katıldı!) Festival di Sanremo’nun tarihini düşünürsek böyle bir parçanın kazanmayı geçiyorum, elemeyi geçip festivalde yer alması dahi mucize. Bence birinci olmaları işte tam da bu sebeple önemli. Bu parçanın kazanması artık festival için bir kırılma noktası denebilir. Eski dönemlere göre çok şeyin değiştiğini ve değişmeye devam edeceğini gösteriyor. Açıkçası ağırlıklı olarak gençlerin dinlediği bir grup olduğu için ve başlarda yarışmada pek iyi sonuç alamadıkları için ben birincilik adına pek şans vermemiştim. Özellikte halkta sorun yaşayacaklarını düşünmüştüm. Ama son oylamada halktan %53,53 gibi çok iyi bir oranda oy alarak sürpriz birinci olmayı başardılar. Ve totalde de rakiplerine -diğer yılların sonuçlarına kıyasla- büyük bir fark attılar. Aslında La giuria demoscopica ve basın jürisinin oylamasında yüzdeler birbirine çok yakın, farkın sebebi tamamen halk oylaması olmuş. Genelde sonuçlar yakın olurdu, bu da bu sene için ilginç bir detay. Ayrıca grubun dış görünüşleri ve tarzlarıyla sahneye çok yakıştıklarını söylemeden edemeyeceğim. Ve yıllardır Eurovision’a katılmalarını çok istiyordum (Bunu onlar da istiyordu.) İlk Sanremo katılımlarında yarışmayı kazanıp temsilci olabildikleri için çok mutluyum. Eğer Måneskin’in diğer parçalarını merak edenler varsa İtalya’da en çok dinlenenlerden birkaçını bırakacağım:

Evet,İngilizce de söylüyorlar 🙂

Måneskin’den sonra yarışmayı ikinci sırada tamamlayan Francesca Michielin & Fedez ikilisine gelelim. Biliyorsunuz Fedez İtalya’da, hatta dünyada da oldukça ünlü bir rap müzisyeni ve ilk kez Sanremo’ya katılacak olması tabii ki sansasyon yarattı. Hem de daha önce başarılı düetlere imza attığı Francesca ile katılması insanlara daha şarkıyı duymadan birinci olabileceklerini dahi düşündürttü. (Magnifico’yu dinlemenizi öneririm.) Böylece uzun süre bahislerde favori olarak kaldılar. İlk gecelerde kötü sonuçlar alsalar da final günü yükseldiler, bu da çok büyük bir başarı elbette. Hatta son oylama yapılmasaydı ikili çok çok az bir farkla birinci oluyordu. İlk gece sahne aldıklarında biraz gergin görünüyorlardı fakat final performanslarını çok başarılı buldum. Francesca ikincilikten kurtulamasa da pek çok insanın gönlünün birincisi olabildiklerine eminim. (Bu arada şarkının söz yazarları arasında Mahmood da yer alıyor!)

2018 Sanremo birincisi Ermal Meta bu sene oldukça duygusal ve romantik bir parçayla geri döndü. Bence gayet güzel bir şarkıydı, hatta aslında tam olarak bu yarışmada rahatça kazanabilecek tarzda bir parça fakat insanların Ermal’in tekrar kazanmasını istemediğini düşünüyorum. O yüzden 4 geceyi birinci sırada götürmesine rağmen son oylamada diğer alternatifler tercih edilmiş gibi görünüyor. Bence güzel olmasına rağmen kazanmaması gereken bir şarkıydı o yüzden aldığı dereceyi isabetli buluyorum. Son oylamada halktan beklediğimden çok düşük düzeyde oy almış. Sözlerde “Sana söyleyecek bir milyon şeyim var ama hiçbir şey söylemiyorum.” kısmı dikkat çekiyor, biraz hüzünlü bir aşk şarkısı. Ayrıca bir de özel ödül aldı.

Colapesce & Dimartino ikilisi uzun zaman bahislerde üst sıralarda yer aldı, hatta gazeteciler kazanabileceklerini dahi söylüyorlardı. Sicilyalı ikili yarışmaya kendi tarzlarında hoş bir parçayla katıldı. Kazanma adayı olamasalar da yarışmaya renk kattıklarını düşünüyorum. Ayrıca Basın Ödülünü de kazandılar.

2019’da Ultimo ile beraber kazanma adayı olarak gösterilen fakat yarışmayı 7. sıarada tamamlayan Irama bu defa daha kendi tarzına yakın, neredeyse yaz hiti olabilecek bir parçayla festivalde yarışmaya hak kazandı fakat kendisi oldukça şanssız biri olduğu için talihsizlikler peşini bırakmadı. Önce ekibinden birinin Covid testi pozitif çıktı ve sahneye çıkışı ertesi güne ertelendi, sonrasında ise yine ekibinden yakın temaslı olduğu başka birinin daha testi pozitif çıktı. Irama’nın sonucu negatif çıkmasına rağmen kural gereği 10 günlük karantinaya alındı. Normalde bu seneki yarışma yönetmeliğine göre diskalifiye edilmesi gerekiyordu fakat yarışmanın sanat yönetmeni Amadeus bu duruma bir çözüm buldu ve diğer yarışmacıların da onayı alınarak Irama’nın prova videosuyla yarışmaya devam etmesine karar verildi. Böylece hiç canlı performans sergileyemeyen Irama, günlerce yayınlanan tek bir prova videosuyla 5. olarak büyük bir başarıya imza attı. Gördüğüm kadarıyla Eurovision takipçilerinin çoğunun favorisiydi ve bence de ESC için en mantıklı seçeneklerden biriydi. Kazanması biraz zordu fakat gerçekleşseydi hiç sahneye çıkmadan kazanması ilginç olurdu. Nakarattaki autotune kısmı dikkat çekiyor, bence her şeyiyle oldukça özgün bir parça. Yine böyle bir parçanın bu yarışmada derece yapması olumlu anlamda şaşırtıcı oldu. Irama ülkesinde özellikle yaz aylarında en çok dinlenen sanatçılardan biri ve Eurovision’a gitmeyi çok istiyor, umarım bir gün kendisini temsilci olarak görürüz.

Willie Peyote bu sene festivale renk katan isimlerden oldu. Şarkısı oldukça eğlenceli, ayrıca sözlerde pandemi sebebiyle işini kaybeden eğlence sektörü çalışanlarına değinen tek parça. Sanremo’da bu tip şarkılar özellikle jüri tarafından çok sevilir, o sebeple daha yukarıda tamamlamasını beklerdim. Ayrıca Il Premio della Critica del Festival della Canzone Italiana “Mia Martini” (kısaca Eleştirmenler Ödülü) bu sene Willie’ye gitti.

Yarışmaya birkaç yılda bir tekrar katılarak birincilik için şansını deneyen başarılı ve tecrübeli müzisyen Annalisa ne yazık ki bu sefer de istediği sonucu alamadı. Genelde güzel şarkılarla katıldığı için ben hep hakkının yendiğini düşünürüm, şimdiye dek en iyi derecesi 2018’de aldığı üçüncülük. Eurovision takipçileri arasında da tanınan ve sevilen Annalisa ilk geceyi birinci sırada tamamlayınca “Acaba?” dedirtti fakat bu sene de olmadı. İlk kez yarışma dışındaki tarzına bu kadar yakın ve modern bir parçayla katılmış, kendisi şahsi birincimdi fakat top5 bile yapamaması üzücü oldu elbette.

Bu senenin genç yeteneklerinden rap müzisyeni Madame yarışmayı top10 içinde tamamlayarak iyi bir başarıya imza attı. Henüz 19 yaşındaki Madame bu yılki en genç yarışmacıydı. Açıkçası tecrübesizliği sahnede fazlasıyla hissedildi, canlı performansının pek hoşuma gittiğini söyleyemem fakat buna rağmen yine bu yarışma için farklı ve modern tarzıyla dikkat çekti ve bence gayet güzel bir sonuç aldı. Şarkının yapım ekibinde Dardust yer alıyor. Ayrıca En İyi Söz ödülünü kazandı.

Orietta Berti bu seneki en yaşlı isimdi, kendisi 78 yaşında, kazanması durumunda Eurovision’a gitmek istediğini de söylemişti. Bence şarkısı çok güzel klasik bir parçaydı fakat bu kadar genç müzisyenin arasında kayboldu. Eskiden olsa eminim çok iyi bir derece alırdı ama artık gençlerin domine ettiği bir festivalde dokuzunculukla yetinmek durumunda kaldı. Ayrıca ilginç bir bilgi: Kendisine zamanında Grande amore’yi söylemesi için şarkı Il Volo’ya verilmeden önce teklif gitmiş, parçayı çok beğenmiş fakat bazı sebeplerden istemese de reddetmek zorunda kalmış. (Grande amore’nin çoook uzun bir hikayesi var, o da başka bir yazının konusu olsun.)

2014 Sanremo birincisi Arisa bu sefer Gigi d’Alessio imzalı duygusal bir parçayla festivale döndü. Derecesi fena değil ama bence daha yukarıda tamamlayabilirdi. Özellikle ilk gece etkilendiğimi hatırlıyorum.

La Rappresentante di Lista bu sene ilk kez festivalde yer alan bir grup. Şarkıları gazetecilerin dikkatini çekmişti. Kendi tarzlarından uzak olduğunu düşünüyorum, bu grup için biraz renkli bir parça. Vokalistin ses performansı oldukça iyiydi fakat sonuç açısından pek beklentiyi karşıladıkları söylenemez, bir ara bahislerde çok yükselmişlerdi. Yine özel bir ödül bu gruba gitti.

Yarışmaya eğlenceli parçalarla katılmayı tercih eden Extraliscio & Davide Toffolo ve Lo Stato Sociale festivali 12. ve 13. sırada tamamladı. Normalde jürinin rağbet göstereceği türden şarkılara sahip olmalarına rağmen istedikleri sonucu alamadılar.

Annalisa gibi birkaç yılda bir yarışmaya tekrar katılarak kazanmayı deneyen Noemi için bu sene de hüsran oldu. Dardust imzası taşıyan ve söz yazarları arasında takma isimle Mahmood’un yer aldığı söylenen Glicine bence oldukça güzeldi, hatta ilk 3’ümde yer alıyordu. Gazetecilerden Andrea Conti kazanabileceğini dahi söylemişti fakat Noemi yarışmayı beklentimin çok altında tamamladı. En iyi derecesi 2012’de Fabrizio Moro imzalı Sono solo parole parçasıyla aldığı üçüncülük olan Noemi’nin kazanması uzun yıllardır bekleniyor fakat bir türlü olmadı ve yarışma gençleşmeye devam ederse sanırım bundan sonra da olmayacak.

2015 Sanremo’yu 3. sırada tamamlayan Malika Ayane bu sene pek de iddialı olmayan bir parçayla döndü ve kötü bir sonuçla ayrıldı.

Genç yarışmacılardan Fulminacci bence oldukça tatlı bir şarkıyla yarışmada yer aldı fakat biraz hakkının yendiğini düşünüyorum, daha yukarıda tamamlayabilirdi.

İtalya’nın renkli müzisyenlerinden Max Gazzé bu sene dikkat çekici bir şov ve eğlenceli bir parçayla yarışmaya döndü fakat istediği sonucu alamamış gibi görünüyor.

Geçen senenin Nuove proposte yarışmacılarından yetenekli rap müzisyeni Fasma bu sene kendine Campioni’de yer buldu. İlk geceleri iyi götürse de finalde düşüş yaşadı.

En çok hakkının yendiğini düşündüğüm isim bu senenin Amici birincisi, aslen Brezilyalı olan Gaia oldu. Geçen seneki Elettra Lamborghini’nin parçasını anımsatan Latin pop tarzdaki Cuore amaro bence yılın en güzel şarkılarından biriydi fakat festivalde pek ilgi görmeyen bir tarz olduğu için çok da dikkat çekmedi ve yarışmayı 19. sırada tamamladı. Özellikle klibini izlemenizi öneririm.

Genelde indie tarzda müzik yapan Coma_Cose grubu bu sene ilk kez festivalde kendine yer buldu fakat benim hiç beğenmediğim bir parçaydı. Çok daha iyisini yapabilecek kapasitede olduklarını düşünüyorum.

Ghemon, Francesco Renga, Gio Evan ve Bugo zaten pek ilgi çekmemişti ve sürpriz olmadı yarışmayı son sıralarda tamamladılar.

Bu yılın bence en büyük hayal kırıklığı Aiello oldu. Yeni yeni ünlenmeye başlayan ve umut vaat eden müzisyen Aiello aslında oldukça güzel ve duygulu bir parçayla katıldı fakat sahnede maalesef çok kötü söylediği için ülkede dalga konusu oldu. Normalde de canlı performansı iyi değildi fakat bu kadarına ben bile kendimi hazırlamamıştım. Sanremo sonucu hayal kırıklığı olsa da kendisi normalde indie söylüyor ve farklı türleri karıştırarak müzik yapmayı seven biri. Özellikle Vienimi (a ballare) şarkısını dinlemenizi kesinlikle öneririm. Şarkıda hem Latin hem Arabic ögeler var, çok çok başarılı bir mix. Ayrıca Aiello ses açısından Marco Mengoni’ye, görünüş ve tarz açısından ise Mahmood’a çok benzetiliyor. Ben de kendisini yetenekli buluyorum.

Kendisine Spotify listelerinin üst sıralarında yer bulan rap müzisyeni Random bu senenin sonuncusu oldu. Aslında gazeteciler tarafından beğenilmişti fakat yarışma gecelerinde sönük kaldı. İlginç bir bilgi: Kendisinin Türkiye’de çekilmiş bir klibi var.

Bonus olarak yılın yeni çıkış yapanların katıldığı Nuove proposte bölümünün birincisi Gaudiano’dan bahsetmek istiyorum. İlk duyduğum andan beri bayıldığım oldukça akılda kalıcı ve güzel bir parçayla birinciliği sonuna kadar hak ettiğini düşünüyorum. Şarkının bestesi çok eğlenceli görünse de sözlerde maalesef bir dram var: Gaudiano bu parçayı kanserden kaybettiği babasına yazmış ve sözlerde yas sürecinden bahsediyor. Çoğu insanın beğeneceğine emin olduğum bu şarkının Eurovision’a gitme şansının olmasını çok isterdim. Gaudiano adına çok mutluyum, oldukça güzel bir canlı performans sergiledi ve hak ettiği ödülü de kazandı.

Son olarak her zamanki gibi çokça sürprizin yaşandığı ilginç bir yıl oldu. Ki şu an her gece sonuçlar açıklanmasına rağmen yine bir sürü beklenmedik şey yaşanıyor, önceden böyle açık biçimde sonuçlar yayınlanmıyordu. Bence genel olarak iyi seçilmiş farklı tarzlarda parçaların yer aldığı, kaliteli bir yıldı. Bunu da sanat yönetmeni Amadeus’a borçluyuz. Kendisi şu ana dek yarışmayı en çok gençleştiren isim oldu. Ciddi anlamda tarihin en genç kadrosunu kurdu ve yarışmayı bambaşka bir boyuta taşıdığını düşünüyorum. Ayrıca seyircisiz olması dışında pandemi dönemi tatsızlığını hiç hissettirmeyen, fazlasıyla profesyonel ve emek verilmiş bir festival oldu, sanki pandemi gölgesinde değil de normal bir Sanremo izliyor gibiydik. Bu da çok takdir edilesi. Amadeus -fikrini değiştirmezse- seneye tekrar sanat yönetmeni olmayacağını açıkladı. Seneye Rai sanat yönetmeni olarak kimi seçer bilinmez ama umarım yine böyle kalitesi yüksek bir festival izleriz.

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s